AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, “AK Parti hükümetleri döneminde dışlayıcı ulus devlet anlayışından demokratik milli devlet anlayışına geçildi.” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor.
CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, son yıllarda Dışişleri Bakanlığına ayrılan ödeneğin genel bütçe ödeneğine oranının sürekli düştüğünü belirtti.
Tan, AK Parti hükümetleri döneminde, Dışişleri Bakanlığının sistemli olarak dış politika yapım süreçlerinin dışında bırakıldığını, son 10 yılda Bakanlığın en üst düzey bilgi ve birikimine sahip kadrolarının siyasi gerekçelerle geri hizmetlere çekildiğini savundu.
Dışişleri Bakanlığında meslek dışı büyükelçi atamaları sayısının giderek arttığını dile getiren Tan, “Siyasi üst düzeyli atamaların sayısı artıyor. Büyükelçiliklere meslek dışından gelenlerin, yani siyasi atamayla belirlenmiş olanların sayısı 22’ye ulaştı. Merkezde genel müdürlük seviyesindeki 30’a yakın makamın 10’u meslek dışı kişiler tarafından yürütülüyor. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanlığınızın yüz yıllara dayalı mesleki uygulamalarına aykırı.” diye konuştu.
Tan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay hakkındaki kararlarının uygulanmadığını, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına değinen Tan, sivillere yönelik her türlü şiddeti kınadıklarını belirtti.
Ateşkesin bir an önce sağlanması ve artık bir tek sivilin dahi katledilmemesini temenni ettiklerini vurgulayan Tan, şunları kaydetti:
“İsrail’i telin anlamında artık gülünç hale gelmiş içecek boykotları yapılırken; İsrail’e kapsamlı askeri, ticari ve siyasi anlaşmaların tek taraflı askıya alınması talepleri neden duymazlıktan geliniyor? Türkiye’nin sivil halkın katliamını durduracak bir caydırıcılığa sahip olmaması çok düşündürücüdür. Ne caydırıcılık ne yapıcı arabuluculuk kapasitesine ne de çatışmaları durduracak etkiye sahibiz. Doğru dürüst çalışılmadan ortaya attığımız garantörlük önerimiz tartışılmadı bile. Bunlar dış politikamız bakımından önemli zaaflara işaret ediyor.”
HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana demokrasi ve özgürlük ilkeleri yerleşmediği için en temel sorunların giderek travma hale geldiğini ve yıkıcı sorunlara neden olduğunu savundu.
Öztürk, “Türkiye’de darbeler, çeteler, kutuplaşma ve emek sömürüsü gibi birçok önemli sorunun temelinde Kürt sorunu yatıyor. Ayrıca bölgesel krizlerde Türkiye’yi çözümün değil sorunun parçası haline getiren yaklaşım esas alınıyor. Kürt halkının statüsünün devamında ısrarcı olan güvenlik politikasının devlet stratejisinin merkezine alınması söz konusudur.” ifadelerini kullandı.
“Hamas, terör örgütü değildir”
İYİ Parti Adana Milletvekili Bilal Bilici, Dışişleri Bakanlığının Türkiye’nin güncel ihtiyaçlarına cevap veremediğini, yurt dışındaki temsilciliklerde liyakatli kariyer diplomatlarının görevlendirilmediğini ileri sürdü.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılara değinen Bilici, Gazze’nin adeta açık cezaevine dönüştüğünü, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini kaydetti.
Bilici, “Bugün İsrail, tarihinin en uç hükümetiyle, en tahammülsüz, dar görüşlü ve kuşatılma psikolojisiyle, güvenlik paranoyasının en tepede olduğu bir dönemi yaşamaktadır. Üstüne üstlük ABD’nin İsrail’e sağladığı koşulsuz destek İsrail’i cesaretlendirmekte ve çatışma sürecinin uzamasına da sebep olmaktadır.” dedi.
Saadet Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını anımsatan Torun, “Hamas, bir terör örgütü değildir. Hamas, uluslararası hukuka göre işgal altındaki topraklarını kurtarmaya çalışan bir kurtuluş örgütüdür, ordudur. Hamas, Filistin’in Kuvayimilliyesidir.” diye konuştu.
Artık, kınamaların ötesinde eyleme geçilerek İsrail’in durdurulması için yaptırımların devreye sokulması gerektiğini dile getiren Torun, “İsrail ile ticaret durdurulmalı, finans kaynakları dondurulmalı, petrol sevkiyatı kesilmelidir. İsrail gemileri limanlarımızda yasaklanmalı, hava sahası ve havalimanları İsrail varışlı kalkış ve uçuşlar için kapatılmalıdır.” önerilerinde bulundu.
“AK Parti dış politikada yeni bir vizyon ortaya koydu”
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, son yıllarda siyasi, sosyal ve güvenlik gibi her alanı etkileyen ve derinleşen gelişmelerin yaşandığını, bu durumun bütün dünyada yeni arayışlara neden olduğunu belirtti.
Küreselleşme tartışmalarının yerini yerelleşmeye bıraktığını dile getiren Özdemir, mevcut durum içerisinde herhangi bir dengeden söz edebilmenin mümkün olmadığını, rekabet ve çatışma koşullarının her sahayı kapladığını kaydetti. Özdemir, şöyle konuştu:
“Yaşanan gelişmeler hemen her coğrafyada insanlığın huzurunun bozulduğunu, istikrar ve güven ortamının sarsıldığını, yeni krizlerin yaşanma potansiyelini ortaya koymaktadır. Gelinen aşama, insanı temel alan barış ve istikrardan yana politikaların geliştirilmesinin zorunluluk haline geldiğini açık bir şekilde karşımıza getirirken, tüm insanlığın beklentisi de elbette bu yöndedir. Bu anlamda Türkiye, 21. yüzyılda vasat bulan krizler karşısında Ankara merkezli bakış açısıyla geliştirdiğimiz politikalarıyla pek çok çevreden pozitif anlamda ayrışmaktadır. İzlenen yapıcı politikalarla milli hak ve menfaatlerimiz garanti altına alınıyor. Muhtemel olumsuz gelişmelerin yaratacağı geniş çaplı tahribatın önüne geçebilmek adına gayret gösterilmektedir.”
AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Türkiye’ye karşı açık veya örtülü onlarca saldırının olduğunu ancak Türkiye’nin bu saldırıların hepsinin üstesinden geldiğini belirtti. Türkiye’nin 2002 öncesindeki dış politikasına değinen Erdem, şunları söyledi:
“Türkiye’de 2002 öncesi savunmacı bir dış politika hakimdi. Bu süreçte içe kapanık, dışlayıcı, milliyetçiliğe dayalı anlayış vardı. Türkiye, Batı eksenli, bölgesinin düzeninin pasif bir öznesi olarak kurgulanmıştı. Toprak kaybetme korkusu ile sınırları yanına hapsedilen bir Türkiye vardı. Türkiye’nin minimize edilmiş bir hareket alanı vardı. Ordunun bütün dış politika konularında tanımlayıcı olduğu dönemlerdi ancak AK Parti’nin iktidar gelmesiyle dış politikada yeni bir paradigma devreye sokuldu. AK Parti dış politikada yeni bir vizyon ortaya koydu.
AK Parti hükümetleri döneminde dışlayıcı ulus devlet anlayışından demokratik milli devlet anlayışına geçildi. AB ile ilişkiler bağlamında demokratik hamlelerle bu vizyon ve anlayış güçlendirildi. Dış politikanın aktörleri değişti ve Türkiye’nin yeri yeniden konumlandı. Türkiye, Batı’nın temsilcisi ve sözcüsü olmaktan çıkarak medeniyet eksenli yeni bir dış politika oluşturdu. AK Parti, küresel ölçeklere demirleyen bir dış politika vizyonu getirdi. Diplomatik temsilcilik sayısında dünyada 5. sıradayız. Türkiye temsilciliklerdeki bu genişlemeyi ekonomik genişlemeyle de besledi. Türkiye birçok yerde inisiyatif alarak bölgesel ve küresel sorunların çözülmesinde aktif rol almış ve aktör ülke olmuştur.”
Komisyonda Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor.